Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve İklim Kanunu
- Goldstein Carbon

- 23 May
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Tem
Avrupa Birliği'nin 2026 itibarıyla uygulamaya koyacağı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), karbon yoğun sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçı ülkeler için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Türkiye, AB'nin altıncı büyük ticaret ortağı olarak, bu dönüşümden doğrudan etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile karşı karşıya kalması, sadece çevresel kaygılardan değil, aynı zamanda ekonomik, ticari ve jeopolitik düzlemlerden de şekillenen çok katmanlı bir dönüşüm sürecini ifade etmektedir. Avrupa Birliği’nin 2026 yılında tam olarak yürürlüğe koyacağı SKDM, yüksek karbon yoğunluklu sektörlerden (çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre ve elektrik) AB’ye yapılan ithalatlara karbon fiyatı uygulamayı öngörmektedir. Bu düzenlemenin temel hedefleri; karbon sızıntısını önlemek, AB sanayisinin rekabetçiliğini artırmak ve küresel karbon fiyatlamasını teşvik etmektir.

EBRD ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın ortaklaşa hazırladığı rapora göre, SKDM'nin uygulanmasıyla birlikte Türkiye'nin demir-çelik ve çimento sektörleri en çok etkilenecek sektörler arasında bulunuyor. Raporda, 75 Avro/tCO₂e'lik bir SKDM ücreti varsayımıyla, Türkiye'nin sanayi sektörüne yönelik potansiyel yıllık SKDM maliyetlerinin 2027 yılında 138 milyon Avro'ya ulaşabileceği öngörülüyor. Bu maliyetin, 150 Avro/tCO₂e'lik bir ücretle 2032 yılına kadar yıllık 2,5 milyar Avro'ya çıkabileceği tahmin ediliyor.
Bu Senaryoyu Önlemek İçin Ne Yapılabilir?
Türkiye'nin ulusal bir karbon fiyatlandırma sistemi uygulaması durumunda, bu maliyetlerin önemli ölçüde düşürülebileceği belirtiliyor. Örneğin, 20 Avro/tCO₂e'lik bir ulusal karbon fiyatı senaryosunda, potansiyel SKDM maliyetlerinin 2027 yılında yılda 56 milyon Avro'ya düşeceği öngörülüyor.

Grafik, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamında öngörülen maliyetlerin sektörlere göre dağılımını göstermektedir. Çimento ve demir-çelik sektörleri, hem 75 €/tCO₂e hem de 150 €/tCO₂e senaryolarında en yüksek maliyet yükünü taşıyan sektörler olarak öne çıkmaktadır. Özellikle 150 €/tCO₂e senaryosunda bu iki sektör için toplam maliyetler yaklaşık 1,6 milyar avroyu bulmaktadır.
Buna karşın, ulusal bir ETS sistemi (örneğin 50 €/tCO₂e) devreye alındığında, SKDM maliyetlerinde belirgin bir düşüş görülmektedir. Bu durum, yerel karbon fiyatlandırmasının Türkiye’nin dış ticaret rekabetçiliğini korumasında etkili bir araç olabileceğini ortaya koymaktadır.

Yukarıdaki tablo, Türkiye’nin karbon emisyonlarını azaltma yönünde benimseyebileceği çeşitli politika seçeneklerinin, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) üzerindeki etkilerini karşılaştırmalı olarak sunmaktadır. Avrupa Birliği'nin SKDM sistemi, ithal ürünlerin karbon içeriğini fiyatlandırarak yerli üretimle eşit koşullarda rekabeti amaçlar. Türkiye’nin bu mekanizmadan olumsuz etkilenmemesi, seçilen karbon politikalarının niteliğine bağlıdır.
1. AB ETS ile doğrudan bağlantılı Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), SKDM’ den tam muafiyet sağlayan tek seçenektir. Bu bağlantı kurulduğunda, ithalatçıların CBAM sertifikası satın almasına gerek kalmaz.
2. Bağlantısız ETS, AB ile entegrasyon içermese de ülkede uygulanan karbon fiyatlandırması sayesinde ithalatçılar ödedikleri karbon bedeli kadar CBAM indirimi elde edebilir. Ancak tam muafiyet sağlamaz.
3. Alternatif politikalar (örneğin, enerji verimliliği standartları) emisyonların azaltılmasına katkı sağlar; fakat doğrudan SKDM maliyetlerini düşürmez.
4. Türkiye ile AB elektrik piyasalarının entegrasyonu, Türkiye’nin iklim nötrlüğü ve yenilenebilir enerji politikalarıyla uyum sağlaması hâlinde, elektrik ithalatında SKDM muafiyeti sağlayabilir.
5. Destekleyici politika çerçevesi, karbon fiyatlamasını daha etkili kılarak karbonsuzlaşmayı hızlandırabilir; ancak bu yaklaşım da SKDM maliyetlerini doğrudan düşürmez.
Türkiye, Karbon Fiyatlandırmasına Hazır mı?
Türkiye, 2013–2020 döneminde Dünya Bankası destekli PMR programı kapsamında karbon fiyatlandırması altyapısını büyük ölçüde oluşturdu. İzleme, Raporlama ve Doğrulama (MRV) sistemleri ve taslak bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) yönetmeliği hazır durumda. Ulusal bir ETS kurmak, Türkiye'nin SKDM maliyetlerini azaltmasını, düşük karbonlu üretimi desteklemesini ve yeşil kalkınma yatırımlarına gelir yaratmasını sağlayabilir.
Modelleme sonuçlarına göre, yurt içi karbon fiyatlandırması Türkiye’ye 2032’ye kadar 1,5 milyar avro ek kamu geliri kazandırabilir. Bu gelirler sanayinin karbonsuzlaştırılma doğrultusunda kullanılabilir. Ancak etkin bir sistem için destekleyici politikalar, fosil yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması ve güçlü paydaş katılımı şart.
Sonuç olarak, SKDM Türkiye için sadece bir maliyet değil; karbonsuz sanayiye geçişte stratejik bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.
İklim Kanunu Nedir? Yürürlüğe Girdi mi?
Türkiye'nin ilk İklim Kanunu taslağı, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleyi yasal zemine oturtmayı amaçlıyor. Kanun, sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşviki ve doğa dostu üretim gibi konuları kapsıyor. Ayrıca, her ilde İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulması ve yerel eylem planlarının hazırlanması öngörülüyor.
Ancak, taslak kanun teklifi, TBMM'de görüşülmek üzere komisyonda geri çekildi. Bu durum, kanunun daha kapsamlı ve katılımcı bir şekilde yeniden ele alınması için bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Türkiye'nin SKDM'ye uyum sağlaması ve İklim Kanunu'nu hayata geçirmesi, sadece ihracat pazarlarını korumakla kalmayacak, aynı zamanda ülkenin yeşil dönüşüm sürecinde önemli bir adım olacaktır. Bu süreç, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynayacaktır.
Referanslar:
Grafik 2. ve Tablo 1. yukarıdakı referans gösterilen rapordan alınmıştır.
· Beken, H. G., & Cebeci, A. (2024). Çatışmalı bir Süreç Olarak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Uygulaması. Paradigma: İktisadi Ve İdari Araştırmalar Dergisi, 13(2), 115-128.
· İmer-ertunga, E., & Seyhun, Ö. K. (2022). SINIRDA KARBON DÜZENLEME MEKANİZMASI VE TÜRKIYE’NİN İHRACATINA OLASI ETKİLERİ. Ege Stratejik Araştırmalar Dergisi, 13(1), 1-13. https://doi.org/10.18354/esam.1119230
· Saraçoğlu, F., & Kutlu, M. (2025). Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve Türkiye’ye Olası Etkileri. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 27(1), 1-26. https://doi.org/10.26745/ahbvuibfd.1593438



Yorumlar